REHBERLİK NEDİR?
Bireyi tanımak, onu kendisine tanıtmak, problemlerini çözmesi, gerçekçi kararlar alması, kapasitesini geliştirmesi, çevresi ile dengeli ve sağlıklı bir şekilde uyum sağlaması ve böylece kendini gerçekleştirmesi için uzman kişilerce bireye yapılan sistemli, bilimsel ve profesyonel bir yardım sürecidir.
Demek oluyor ki;
Rehberlik her bireyin önce kendi ilgi, yetenek, kişilik, istek ve arzuları kuvvetli ve zayıf yanları ile kendisini çok yönlü tanımasını sağlamaya çalışır. Kendini iyi tanıyan birey sorunlarının farkındadır ve onları çözmek için bir güç sarf eder.
Psikolojik Danışma
Öğrenci ya da öğrencilerle, danışmanın yüz yüze gelerek çeşitli problemlere çözüm yolu aramak üzere kurdukları psikolojik ilişkidir. Öğrencilerin kendi kişiliklerini anlamaları ve kabul etmeleri, kendi problemlerine çözüm yolu bulabilmeleri, problemlerini çözmede kendi kendilerine yeter duruma gelebilmeleri, çeşitli seçeneklerden uygun birini seçerek karar alabilmeleridir.
Rehberlik ve Danışma Hizmetleri
Bireysel ve grup danışması şeklinde düzenlenebilir. Her iki şekilde de danışma konusu, öğrencilerin kişisel, eğitsel, mesleki problemleri ile ilgili olabilir.
Bireysel Danışma: Ders saatlerinin dışında ve öğrencilerin okul içi çalışmalarını engellemeyecek şekilde zaman ayrılmalıdır. Danışma ile ilgili çalışmalar bu konuda yeterli ve hazır rehber öğretmen tarafından yürütülmelidir.
Grup Danışması: Öğrencilerin çoğunu ilgilendiren ortak problemlerle ilgili danışma çalışmalarında gruplar oluşturularak rehberlik için ayrılan saatlerden yararlanılabilir.
ÖĞRENMEDE DİKKAT VE MOTİVASYONUN ÖNEMİ
Öğrenmeyi etkileyen faktörlerden biride dikkattir. Öğrencinin dikkatinin öğretim konuları üzerine çekilmesi ve devamının sağlanmasına ilişkin problemler yatabilir.
Bilinçli ve bilinçsiz olarak bir olayı daha canlı duruma getirmek için tümü ya da bir bir parçası üzerinde zihinsel gücün toplanması Psikofizik enerjinin bir nokta üzerine toplanması insan duyu organlarına gelen uyarıcıların bazı kısımlarını almaya ve işletmeye yönelmesi olarak tanımlanır.( Fidan 1996:124).İnsan duy organlarına gelen uyarıcıların bir bölümünün farkına varabilmektedir.Çünkü organizma çevredeki uyarıcı kaynaklardan duyu organlarına ulaşan uyarıcılardan bir kısmını alabilmekte ve dikkat edebilmektedir.
Öğrenci öğrenme ortamında duyum eşiği içerisinde olan pek çok uyaran içerisinde kendisine yakın bulduğu ihtiyaç ve beklentilerine uygun düşen uyaranları almaya hem istekli hem de kararlı davranır.
Dikkatin sürekliliğine ilişkin açıklamalardan çıkarılabilecek ortak sonuç:
İnsanın bir nokta – konu üzerine en fazla 16–20 dakika yoğunlaşabildiği yönündedir. Bu sonuç çoğu kimse tarafından dersler dersler niçin daha uzun süreli olarak planlanmaktadır gibi soruları gündeme getirmektedir. Burada akla gelebilecek örnek cevap, insanların ilgi duydukları bir kitabı okumaları, filmi seyretmeleri, spor müsabakasını izlemesi vb durumlarda gösterdiği dikkat genişliğidir.Nasıl ki bir müsabaka esnasında seyircilerin gözü sadece topun üzerinde değil de zaman zaman hakem, tribün , diğer oyuncular vb. gibi müsabakayı oluşturan diğer unsurlarla birlikte bir bütün olarak müsabaka da ise, öğretme ortamında önemli olanda ders sürecinde öğrencinin öğrenmeye karşı ilgisinin sağlanması, kendine uygun öğretim hedef ve projeleri seçmeleri, öğrenmenin öğrenci için anlamlı hele getirilmesi vb. durumlar öğrenci dikkatinin sürekliliğini sağlayabilir. Öğretmen için önemli görevlerden biri de öğrencinin öğretim ortamının unsurlarıyla etkileşim içerisinde olabilmesine yardımcı olur.
Öğretimde dikkati etkileyen faktörler şunlardır:
Dış Faktörler:
İç Faktörler:
Öğretmenin bu hususlara dikkat ederek öğretme ortamında öğrenmenin niteliğine olumsuz yönde etki yapan unsurların varlığını en aza indirecek çalışmalar içerisinde bulunması gerekir.Bu unsurlar aynı zamanda öğretim faaliyetleri içerisinde öğretmenin destekleyici bir unsur olarak kullanacağı materyaller özelliğini de taşır.
Öğrencinin Öğretime Etkin Katılımını Sağlamada Dikkat Edilecek Hususlar
MOTİVE ETME ( Güdüleme, İlgi Uyandırma )
Motivasyon okuldaki öğrenci davranışlarının yönünü, şiddetini, karalılığını belirleyen en önemli güç kaynaklarından biridir. Öğrenmek için her öğrenci öğrenme-öğretme süreçlerine istekli katılmak, öğrenmenin gerektirdiği ilkelere uymak öğrenmesinden sorumluluk taşımak zorundadır.
Motivasyon belli amaçlara ulaşmak için bir güç kazanma hali olarak aldığımızda, sınıfta gerekli şekilde motive edilmemiş öğrencinin şu davranışları göstermesi söz konusudur. " Öğrenci derse düzenli olarak devam etmez, dikkatli dinlemez, ilgisini arkadaşlarına ya da dışarıdaki hadiselere yöneltmiştir, ödevlerinde güçlükle karşılaşınca onlara cevap aramak istemez, derslere- konuya ilgisiz görünür, öğretmen tarafından derse çekilmekte güçlük çekilir.Buna karşılık motivasyonu yüksek olan öğrenci ise derslerine hazırlıklı gelir, sürekli soru sorar, tartışmalara katılır, araştırmacıdır enerjisi yüksektir.
Öğrenciler iyi öğrenemiyorlarsa bunun başlıca sebeplerinden biri; derse konuya ilgi duymamalarıdır. Öğretmenin yapacağı ilk öğrencide gizli güç olan ilgiyi temin etmektir.Bir etkinlik sürecindeki bir organizmanın beklenilen davranışı sergileyebilmesi için yeterli düzeyde güdülenmesi gerekir. Güdüleme boyutunda yetersizlik gösteren organizma ulaşması gereken hedefe odaklanma bakımından problemler gösterecektir. Kendisini bir bütün olarak sorumluluk taşıdığı etkinliklere değil de konu dışı etkinliklere taşıyabilecektir.
Kısaca ifade etmek gerekirse; güdülenmiş davranışlarla güdülenmemiş davranışlardan şu yönlerden farklıdır:
Okulda öğrenme-öğretme süreci içinde yukarıda belirtilen davranışları yapabilen öğrenci yüksek derece de güdülenmiş demektir.
Öğrenmede güdülemenin etkisi ve önemini ifade eden öğrenme kuramları, öğretimde kazandırılacak davranışların hayatta öğrencinin ne işine yarayacağı, hangi problemlerin çözümünde kullanılacağı haberdar ederek öğrenmelere karşı güdülemelerinin sağlanabileceği belirtilmektedir.Güdülemeyi, dıştan güdülenme ve içten güdülenme olarak iki kısımda açıklayabiliriz.Sonuçta her ikisi de organizmanın bir davranışı gerçekleştirme sürecindeki kararlılığı hedeflemektedir. Ancak organizmayı harekete geçiren gücün kaynağında dolayı farklılaşmaktadır.İçten güdülenme de organizmayı güdeleyen unsur organizmanın kendisi iken, dıştan güdülenmede organizma dışı unsurların organizmaya etkisi söz konusudur. Birincisinde gerçekleştirilecek davranışı organizma kendisi için gerekli gördüğünde yaparken, ikincisinde dış uyaranların etkileriyle davranışın önem ve gereğine inanmaktadır. Burada öğretmenlere düşen görev öğrencileri dıştan güdeleyici uyaranlarla öğretim faaliyetlerine daha etkin katılmalarını sağlamaktır.
Başarıyı sağlamak ve arttırmak için öğretmenler öğrencilerde belli dönemlerde baskın olan güdülere göre hareket etmelidirler.
Okulda olumlu motivasyonu sağlamak için genel yaklaşımlar ve yapılacak belli başlı işlemler şu maddelerle ifade edilebilir.